Rüyalarına Dalan Kız-32.Bölüm
Deine'nin bana bu kadar uzun süre mektup yazmayıp hatta hiçbir şekilde haberleşmemesi ve daha sonra da birdenbire gizemli bir mektup göndermesi. Normal miydi? Acaba onu birisi etkisi altına mı almıştı. Bilmiyorum. Tek bildiğim şey Deine'nin benden fazlasını bildiğiydi ve bana yardım etmeye çalıştığı. Her zamanki gibi...
Oturduğum yerden kalktım ve bahçeye biraz hava almak için indim. Tek başıma yürümeye başladım. Merak ettiğim bir şey vardı. Acaba sihrimi gerçek dünyada da yapabiliyor muydum? Bahçedeki dışarı ile bağlantımızı kesen duvarların yanına gittim. Birkaç sözcük mırıldandım ve duvarrda bir delik açıldı. Hemen içinden geçerek duvarın arka tarafına gittim. Ben çıktıktan sonra delikte kapandı. Etrafıma baktım. İlk defa tek başıma dışarıda idim. Özgürdüm. Ne istersem onu yapabilirdim. Hatta bir daha asla oraya geri dönmeyebilirdim. Yolda yürümeye devam ettim. Biraz ileride bir park vardı. Oraya doğru yürüdüm ve bir banka oturdum. Birkaç saniye yalnız kaldıktan sonra yanıma bir erkek geldi ve oturdu. Hiçbir şey söylemedi ilk başta. Daha sonra ' Merhaba Kila' dedi.
Beni tanıyordu. Bu oldukça tuhaftı çünkü gerçek dünyada ben tanıyan pek yoktu, özellikle de erkeklerden... ' Merhaba.' dedim ama sesimdeki kararsızlık oldukça kendini belli ediyordu. Bu durumu anlamış olmalıydı ki konuşmaya devam etti ' Affedersin sana kendimi tanıtmadım. Bende olsam adımı bilen bir yabancıyla konuşmazdım.' dedi ve ardından güldü. Gülüşü o kadar tanıdıktı ki... Kesinlikle onu tanıyordum ama hatırlamıyordum. Sesi, kokusu... Bunların hepsi tanıdıktı bana... 'Seni tanıyor muyum?' diye sordum saha fazla dayanamayıp. Bana uzunca baktıktan sonra ' Bu kadar çabuk bu soruyu soracağını düşünmemiştim. En son görüştüğümüzde daha 2 aylıktın. hatırlamana sevindim.' dedi. Ne dediğini anlamaya çalıştım, sindirmeye. 2 aylıkken beni görmüştü ve ben onu o zamandan hatırlıyordum. İmkansız bir şeydi bu. Ya o bana yalan söylüyordu ya da o Dünya'dan değildi.
'Şu an senin için karışık bir durum farkındayım. Ama merak etme her şey düzelecek. Deine'nin yazdığı mektubu aldın mı?' diye sordu. 'Deine'yi nereden tanıyorsun?' diye sordum. ' Deine sana söylememiş olmalı ama biz birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz. Hatta senden bile uzun zamandır...' dedi. Onun hakkında emin olduğum tek şey vardı o da Dünya'dan gelmediği ve başka bir yere ait olduğuydu. Ona inanmak istiyordum. Onun gerçekten güvenebileceğim kişi olmasını istiyordum...
Oturduğum yerden kalktım ve bahçeye biraz hava almak için indim. Tek başıma yürümeye başladım. Merak ettiğim bir şey vardı. Acaba sihrimi gerçek dünyada da yapabiliyor muydum? Bahçedeki dışarı ile bağlantımızı kesen duvarların yanına gittim. Birkaç sözcük mırıldandım ve duvarrda bir delik açıldı. Hemen içinden geçerek duvarın arka tarafına gittim. Ben çıktıktan sonra delikte kapandı. Etrafıma baktım. İlk defa tek başıma dışarıda idim. Özgürdüm. Ne istersem onu yapabilirdim. Hatta bir daha asla oraya geri dönmeyebilirdim. Yolda yürümeye devam ettim. Biraz ileride bir park vardı. Oraya doğru yürüdüm ve bir banka oturdum. Birkaç saniye yalnız kaldıktan sonra yanıma bir erkek geldi ve oturdu. Hiçbir şey söylemedi ilk başta. Daha sonra ' Merhaba Kila' dedi.
Beni tanıyordu. Bu oldukça tuhaftı çünkü gerçek dünyada ben tanıyan pek yoktu, özellikle de erkeklerden... ' Merhaba.' dedim ama sesimdeki kararsızlık oldukça kendini belli ediyordu. Bu durumu anlamış olmalıydı ki konuşmaya devam etti ' Affedersin sana kendimi tanıtmadım. Bende olsam adımı bilen bir yabancıyla konuşmazdım.' dedi ve ardından güldü. Gülüşü o kadar tanıdıktı ki... Kesinlikle onu tanıyordum ama hatırlamıyordum. Sesi, kokusu... Bunların hepsi tanıdıktı bana... 'Seni tanıyor muyum?' diye sordum saha fazla dayanamayıp. Bana uzunca baktıktan sonra ' Bu kadar çabuk bu soruyu soracağını düşünmemiştim. En son görüştüğümüzde daha 2 aylıktın. hatırlamana sevindim.' dedi. Ne dediğini anlamaya çalıştım, sindirmeye. 2 aylıkken beni görmüştü ve ben onu o zamandan hatırlıyordum. İmkansız bir şeydi bu. Ya o bana yalan söylüyordu ya da o Dünya'dan değildi.
'Şu an senin için karışık bir durum farkındayım. Ama merak etme her şey düzelecek. Deine'nin yazdığı mektubu aldın mı?' diye sordu. 'Deine'yi nereden tanıyorsun?' diye sordum. ' Deine sana söylememiş olmalı ama biz birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz. Hatta senden bile uzun zamandır...' dedi. Onun hakkında emin olduğum tek şey vardı o da Dünya'dan gelmediği ve başka bir yere ait olduğuydu. Ona inanmak istiyordum. Onun gerçekten güvenebileceğim kişi olmasını istiyordum...
Yorumlar