Rüyalarına Dalan Kız -13.Bölüm
Yatağa yanaştı ve yavaşça yanına oturdu Kila.
'Sana tek bir şey soracağım. Peki beni bunca yıldır neden aramadın? En azından sende annem gibi rüyalarıma girebilir veya bana mektuplar gönderebilirdin. Seninde özel güçleriniz yok mu yani?'
Kafasını eğdi ve ' Eğer dediklerini yapsaydım durum daha da kötü olurdu. Sen doğduktan sonra bir süre seni görmedim ama dayanamadım ve yanına gittim. Şehire ordumla girmem gerekti yoksa beni kesinlikle almazlardı. Herkes korkudan titredi. Orduyu tembihledim, kimseye zarar gelmemeliydi...
Saraya doğru tek başıma yöneldim. Bembeyaz saray karşımdaydı. Aynı eski günlerdeki gibi. En sonunda sarayın en üst katına yani senin olduğun odaya çıktım. Beşikte mışıl mışıl uyuyordun. Tek istediğim seni bir kere kucağıma almaktı. Tam seni kucağıma alacakken kapı aniden açıldı ve içeri annen ile sözde kocası olan adam geldi. Yanlarında ise bir sürü muhafızlar... Annen dokunma diye bağırdı. Ona bana neden söylemediğini, benim çocuğumu neden benden sakladığını sordum. Benim zehirli olduğumu ve dokunduğum her şeyi yaktığımı söyledi. O an bir kere daha kalbimden bıçaklandım. Annen yanıma geldi ve seni hemen beşikten alarak ortadan kayboldu. Gitmeden önce tek söylediği şey ise sana asla zehrimi bulaştıramayacağım oldu.' dedi.
Annem gözümde giderek haksızlaşıyordu. Beni bu kadar iyi bir adamdan korumak için bunca zamandır yalnız bırakmıştı. Uzun uzun düşündüm... O da haklıydı. Tek derdi beni korumaktı ve ortada büyük bir yanlış anlaşılma vardı ve bunu düzeltmeliydim.
' Sana inanıyorum ve sana yardım edeceğim. Ama bana bir şey söylemeyi unuttun gibi... Adın?'
Güldü, bir anda yüzünde bir gülümseme oluştu ve ' Aoron.' dedi.
'Sana tek bir şey soracağım. Peki beni bunca yıldır neden aramadın? En azından sende annem gibi rüyalarıma girebilir veya bana mektuplar gönderebilirdin. Seninde özel güçleriniz yok mu yani?'
Kafasını eğdi ve ' Eğer dediklerini yapsaydım durum daha da kötü olurdu. Sen doğduktan sonra bir süre seni görmedim ama dayanamadım ve yanına gittim. Şehire ordumla girmem gerekti yoksa beni kesinlikle almazlardı. Herkes korkudan titredi. Orduyu tembihledim, kimseye zarar gelmemeliydi...
Saraya doğru tek başıma yöneldim. Bembeyaz saray karşımdaydı. Aynı eski günlerdeki gibi. En sonunda sarayın en üst katına yani senin olduğun odaya çıktım. Beşikte mışıl mışıl uyuyordun. Tek istediğim seni bir kere kucağıma almaktı. Tam seni kucağıma alacakken kapı aniden açıldı ve içeri annen ile sözde kocası olan adam geldi. Yanlarında ise bir sürü muhafızlar... Annen dokunma diye bağırdı. Ona bana neden söylemediğini, benim çocuğumu neden benden sakladığını sordum. Benim zehirli olduğumu ve dokunduğum her şeyi yaktığımı söyledi. O an bir kere daha kalbimden bıçaklandım. Annen yanıma geldi ve seni hemen beşikten alarak ortadan kayboldu. Gitmeden önce tek söylediği şey ise sana asla zehrimi bulaştıramayacağım oldu.' dedi.
Annem gözümde giderek haksızlaşıyordu. Beni bu kadar iyi bir adamdan korumak için bunca zamandır yalnız bırakmıştı. Uzun uzun düşündüm... O da haklıydı. Tek derdi beni korumaktı ve ortada büyük bir yanlış anlaşılma vardı ve bunu düzeltmeliydim.
' Sana inanıyorum ve sana yardım edeceğim. Ama bana bir şey söylemeyi unuttun gibi... Adın?'
Güldü, bir anda yüzünde bir gülümseme oluştu ve ' Aoron.' dedi.
Yorumlar