Rüyalarına Dalan Kız 21.-Bölüm
Önümde Mason ve sözde ablam olan Sila ( Ne kadar artık emin olamasam da...) oturuyorlardı. Bu manzarayı başka türlü hayal ediyordum. En azından benim de içerisinde olduğum bir manzara.
Ablam ilk başta beni gördüğünde çok sevinmişti, daha sonra ise beni hiç kale almamıştı. Babam bile beni bu kadar önemserken... Arkasını döndü ve ' İyi misin? İstersen yanımızda oturabilirsin.' dedi Sila. Başımı salladım ve yanlarına gidip oturdum. ' Daha ne kadar gideceğiz?' dedim. 'Merak etme yolumuz çok değil. Bir iki güne kadar orada oluruz ama sorun orada olmak değil. Sorun seni içeriye sokmak. Şu anki Beyaz Saray eski Beyaz Saray değil. Annemizin eşi kontrolü ele geçirmiş durumda ve annemiz hiçbir şey yapamıyor. Halk annemizin yanında olmaya korkuyor. Çünkü bütün muhafızlar, eşinin emrinde... Ama seni görürlerse her şey değişir. Halkın tutunacağı biri olması lazım. Bir kanun var bunun hakkında. Senin yaşıyor olduğunu biliyorlar ama buraya gelme ihtimalini hatta yaşadığın yeri hayal bile edemiyorlar. Sadece sen... Bir isim o kadar... Sadece hayatta olduğunu biliyorlar. Annemizin eşi ise senin buraya gelemeyeceğini biliyor ve annemizin güçsüzlüğünden faydalanarak krallığı ele geçirdi. Bu olayın sonucunda ise her şey değişti. Krallığın yönetimini alabilmek için dedi ki:
- Kraliçenin kaybolan kızı gelene kadar, krallığın yönetimini devralıyorum. Prenses geldiğinde ise kaldığı yerden devam edecek. Bu zamana kadar yönetimi kendi üstüme alıyorum. Bundan sonra tek yetkili benim.
Buna kimse karşı çıkamadı. Beni de tahta layık görmedi, o daha küçük dedi, ne kadar olmasam da...Krallın ne kadar kötü birisi olduğunu herkes biliyordu ama kimse sesini çıkartamadı. Kraliçe o zaman çok zayıftı ve çok güçlü bir hastalığa yakalanmıştı. Kimse ne yapacağını bilemiyordu. Doktorlar ise sadece yatıp, dinlenmesi gerektiğini söylüyorlardı. Bu fırsata o da tahtın tek sahibi oldu ve bir sürü şey değişti... Seni gördüğünde ilk yapacağı şey öldürmek olacak. Bu yüzden seni saraya başka bir kimlikle götüreceğiz...
Ablam ilk başta beni gördüğünde çok sevinmişti, daha sonra ise beni hiç kale almamıştı. Babam bile beni bu kadar önemserken... Arkasını döndü ve ' İyi misin? İstersen yanımızda oturabilirsin.' dedi Sila. Başımı salladım ve yanlarına gidip oturdum. ' Daha ne kadar gideceğiz?' dedim. 'Merak etme yolumuz çok değil. Bir iki güne kadar orada oluruz ama sorun orada olmak değil. Sorun seni içeriye sokmak. Şu anki Beyaz Saray eski Beyaz Saray değil. Annemizin eşi kontrolü ele geçirmiş durumda ve annemiz hiçbir şey yapamıyor. Halk annemizin yanında olmaya korkuyor. Çünkü bütün muhafızlar, eşinin emrinde... Ama seni görürlerse her şey değişir. Halkın tutunacağı biri olması lazım. Bir kanun var bunun hakkında. Senin yaşıyor olduğunu biliyorlar ama buraya gelme ihtimalini hatta yaşadığın yeri hayal bile edemiyorlar. Sadece sen... Bir isim o kadar... Sadece hayatta olduğunu biliyorlar. Annemizin eşi ise senin buraya gelemeyeceğini biliyor ve annemizin güçsüzlüğünden faydalanarak krallığı ele geçirdi. Bu olayın sonucunda ise her şey değişti. Krallığın yönetimini alabilmek için dedi ki:
- Kraliçenin kaybolan kızı gelene kadar, krallığın yönetimini devralıyorum. Prenses geldiğinde ise kaldığı yerden devam edecek. Bu zamana kadar yönetimi kendi üstüme alıyorum. Bundan sonra tek yetkili benim.
Buna kimse karşı çıkamadı. Beni de tahta layık görmedi, o daha küçük dedi, ne kadar olmasam da...Krallın ne kadar kötü birisi olduğunu herkes biliyordu ama kimse sesini çıkartamadı. Kraliçe o zaman çok zayıftı ve çok güçlü bir hastalığa yakalanmıştı. Kimse ne yapacağını bilemiyordu. Doktorlar ise sadece yatıp, dinlenmesi gerektiğini söylüyorlardı. Bu fırsata o da tahtın tek sahibi oldu ve bir sürü şey değişti... Seni gördüğünde ilk yapacağı şey öldürmek olacak. Bu yüzden seni saraya başka bir kimlikle götüreceğiz...
Yorumlar