Rüyalarına Dalan Kız 22.- Bölüm
Sila'nın anlattıklarından sonra her şey mantıklı gelmeye başlamıştı. Ama bir sorun vardı. Sila, annemizin eşinin, babası olduğunu söylemiyordu. Benim babama da baba demiyordu. Öyleyse Sila kimin kızıydı?
Eğer krallın kızı olsaydı, kral onu kesinlikle tahta çıkartırdı. Ama kral bunu yapmamıştı bu da demek oluyordu ki onu önemsemiyordu, kendi kanından değildi. Benim babam... Babam Sila hakkında en ufak bir şeyden bahsetmemişti hikayesinde. Yolda Mayson'da hiçbir şey dememişti. Bu durumda Sila'nın benden sakladığı bir şeyler olmalıydı. Beyaz Saray'ı daha önce rüyamda görmüştüm ve şu an gittiğimiz yol, Beyaz Saray'ın yoluna da benzemiyordu. Bir şeyler ters gidiyordu. Babama mı güvenmeliydim? Yoksa önümde yürüyen kardeşime mi?
İnsanların duygularını veya nasıl göründüğünü hiçbir zaman anlayamamıştım. Yetimhanedeyken, Deine adında bir arkadaşım vardı. İnsanların gerçek yüzlerini, gerçek niyetlerini çok kolay bir şekilde anlayabiliyordu. Ona hep bunu nasıl yaptığını sorardım. O da bunun gayet kolay olduğunu sadece insanların mimiklerine odaklanmam gerektiğini söylerdi. Sadece mimiklerine bak. İnsanlar mimiklerini ne kadar uğraşsalar da gizlemekte zorlanırlar. Çok büyük yalancılar olabilirler ama onların da bir açığı vardır. Ona sorular sor. Bilmesi imkansız sorular. Ses tonunda dikkat et! Ses tonu da onu ele verebilir. Bunu Deine ile uzun bir zaman boyunca denemiştim. Bir aralar Deine ile beraber çalışırken oldukça iyiydim. Daha sonra o da gitti... Onu bir aile evlat edindi. Benim yetimhanedeki tek arkadaşımdı ve o da gidince kendimi daha da yalnız hissetmiştim. Bende bütün bu çabalarımı bıraktım. Belkide şu an biraz hatırlayabilirdim. Sadece yanımda Deine'nin olduğunu hayal ettim.
Ve aklıma çok çılgınca bir fikir geldi.
Eğer krallın kızı olsaydı, kral onu kesinlikle tahta çıkartırdı. Ama kral bunu yapmamıştı bu da demek oluyordu ki onu önemsemiyordu, kendi kanından değildi. Benim babam... Babam Sila hakkında en ufak bir şeyden bahsetmemişti hikayesinde. Yolda Mayson'da hiçbir şey dememişti. Bu durumda Sila'nın benden sakladığı bir şeyler olmalıydı. Beyaz Saray'ı daha önce rüyamda görmüştüm ve şu an gittiğimiz yol, Beyaz Saray'ın yoluna da benzemiyordu. Bir şeyler ters gidiyordu. Babama mı güvenmeliydim? Yoksa önümde yürüyen kardeşime mi?
İnsanların duygularını veya nasıl göründüğünü hiçbir zaman anlayamamıştım. Yetimhanedeyken, Deine adında bir arkadaşım vardı. İnsanların gerçek yüzlerini, gerçek niyetlerini çok kolay bir şekilde anlayabiliyordu. Ona hep bunu nasıl yaptığını sorardım. O da bunun gayet kolay olduğunu sadece insanların mimiklerine odaklanmam gerektiğini söylerdi. Sadece mimiklerine bak. İnsanlar mimiklerini ne kadar uğraşsalar da gizlemekte zorlanırlar. Çok büyük yalancılar olabilirler ama onların da bir açığı vardır. Ona sorular sor. Bilmesi imkansız sorular. Ses tonunda dikkat et! Ses tonu da onu ele verebilir. Bunu Deine ile uzun bir zaman boyunca denemiştim. Bir aralar Deine ile beraber çalışırken oldukça iyiydim. Daha sonra o da gitti... Onu bir aile evlat edindi. Benim yetimhanedeki tek arkadaşımdı ve o da gidince kendimi daha da yalnız hissetmiştim. Bende bütün bu çabalarımı bıraktım. Belkide şu an biraz hatırlayabilirdim. Sadece yanımda Deine'nin olduğunu hayal ettim.
Ve aklıma çok çılgınca bir fikir geldi.
Yorumlar