Rüyalarına Dalan Kız-3.Bölüm


Kendimi uyandırmaya çabaladım. Ne yapsam da olmadı uyanamadım. Birden mektupta yazan çılgın şeyler geldi aklıma. Bu ihtimale inanmak isteyip istemediğimi kendim bile bilmesem de, gerçek olabilir miydi? Bunu anlamanın bir yolu vardı aslında, en azından öyle söylemişti annem olduğunu söyleyen kadın. Önceki mektubun birinde, rüyalarımda yaralanırsam uyandığım da da o yaranın olacağı yazıyordu. Bunu bana bir kanıt olarak söylemişti.
Bir dal parçası buldum onu koluma sürttüm. Kolum kızarmıştı ve biraz kanıyordu ama şu an önemli olan bu değildi, hala rüyadaydım ve bilincim sonuna kadar açıktı, en büyük sorun ise rüyamdan çıkamıyordum ya da başka bir deyişle uyanamıyordum. Sabaha kadar burada olacaktım belki de. Şu an tek yapmak istediğim bir şeylere inanmaktı. Hayatım yeteri kadar berbattı zaten ve inanmaktan başka yapacak bir şeyim yoktu. Önümde duran ve hala anlam veremediğim tek boynuzlu at bana anlamsız gözlerle bakıyordu. Yapacağım tek bir şey vardı. Bu rüyanın keyfini çıkartmak,.. Başka yapabileceğim bir şey de yoktu zaten. Tek boynuzlu ata bindim. Bir anda hiçbir tepki vermeden uçmaya başladı. Kocaman kanatları vardı. Ve onun üstünde oturuyor olmamdan hiç şikayetçi değildi hatta binerken de hiç kıpırdamamıştı bile, ki bu durum beni hayli şaşırtmıştı. Burası çok güzel bir yerdi. Bulutlara doğru yükselmeye başladı. Kocaman masmavi ve beyaz bulutlar... Yükseldikçe yukarı daha netleşmeye başladı. Uzaklarda bir şato gördüm. Oraya doğru yöneldi ve inişe geçti. Üzerinden inmem için hafifçe dizlerini kırdı. İndiğim zaman beni karşılamaya gelenler vardı. Yanıma doğru geldiler çekinerek ve bana göremediğim bir şey verdiler. Bir an ah!

Gözlerim görevlinin perdeleri açışıyla beraber açıldı. İlk baktığım şey kolum oldu. Kolum...
İzler yoktu. Demek ki bu sadece bir rüyaydı o kadar. Daha sonra diğer elimde bir şey tuttuğumu fark ettim. Bir tarak...Bembeyaz... İşin tuhaf kısmı bu zaten benim tarağımdı ama en tuhaf kısmı ise bu tarak bazen beliriyor bazen ise yok oluyordu. Ve ben gece elime bu tarağı almadığımdan kesinlikle emindim. Bu durumu yıllarca anlayamamıştım... Onu kimseye göstermemeye karar verdim. Yoksa onu elimden alırlardı. Burada böyle şeyler hoş karşılanmazdı. Sabah saçlarımı taradıktan sonra onu sakladım ve sabah kahvaltısı için yemekhaneye gittim.  Kahvaltıdan sonra herkes dersine gitti. Benim ise bedenim derste, ruhum ise rüyamdaydı. Bu tarak nasıl gelmişti yanıma? O gün derslerin hiçbirine yoğunlaşamadım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rüyalarına Dalan Kız-6.Bölüm

Rüyalarına Dalan Kız - Geçmiş 5

Rüyalarına Dalan Kız - 12.Bölüm